Kampana Isınır mı? Geleceğin Sıcak Gerçeklerine Dair Bir Yolculuk “Kampana ısınır mı?” sorusu yalnızca bir fiziksel gözlemi değil, geleceğin enerji sistemlerine, malzeme bilimine ve sürdürülebilir tasarıma dair bir metaforu da içinde barındırıyor. Isınan kampanalar, aslında geleceğin dönüşen dünyasına ayna tutuyor. Bazı sorular ilk başta teknik görünür ama biraz derine inince geleceğe dair ipuçları verir. “Kampana ısınır mı?” sorusu da bana tam olarak bunu hissettiriyor. Metal, enerji, çevre, teknoloji… Hepsi bir şekilde bu soruda birleşiyor. Bugün sizinle birlikte, bu küçük ama merak uyandırıcı konudan yola çıkarak, geleceğin dünyasında kampanaların —ve aslında tüm sistemlerin— nasıl “ısınacağını” konuşalım. Hazırsanız, biraz düşünelim, biraz hayal…
Yorum BırakKategori: Makaleler
Öğrenmenin Dönüştürücü Gücü ve Kütahya Tavşanlı’da Kaplıca Gerçeği Bir eğitimci olarak her zaman inanırım ki, öğrenme yalnızca bilgiyi edinmek değil; dünyayı, çevremizi ve kendimizi yeniden anlamlandırma sürecidir. Tıpkı bir kaplıca suyunun insan bedenini arındırması gibi, öğrenme de zihnimizi ve ruhumuzu tazeler. Bugün, hem yerel bir merak konusuna hem de öğrenmenin pedagojik boyutuna birlikte bakalım: Kütahya Tavşanlı’da kaplıca var mı? Bu basit soru, aslında bilgiye ulaşma, merak etme ve anlamlandırma sürecimizin bir aynasıdır. Meraktan Öğrenmeye: Bilgiye Ulaşmanın Pedagojisi Öğrenme teorileri, bilginin sadece aktarılmadığını, bireyin aktif katılımıyla inşa edildiğini savunur. Piaget’nin bilişsel gelişim kuramında öğrenme, deneyimle oluşan bir yeniden yapılandırma sürecidir. Vygotsky…
Yorum BırakGüllük Rakım Kaç? Edebiyatın Dönüştürücü Gücüyle Bir Yükseklik Analizi Kelimelerin Gücü ve Anlatıların Dönüştürücü Etkisi Edebiyat, her zaman insanın iç dünyasını dış dünyaya yansıtma biçimi olmuştur. Kelimeler, görünmeyeni görür kılar, sessiz olanı duyar hale getirir ve görünürdeki sıradanı büyülü bir hale dönüştürür. Bir yazar, anlamın derinliklerinde kaybolurken, okuyucu da kelimelerin taşıdığı anlamlarla kendi dünyasında yeni bir yolculuğa çıkar. Tıpkı bir dağın yüksekliğinin bilinmeyen derinliklerdeki duyguları uyandırması gibi, Güllük’ün rakımı da hem fiziki hem de edebi bir anlam taşır. Güllük rakımı, bir yerin yüksekliğinden çok daha fazlasıdır; bir metafordur, bir anlatıdaki derinliğin simgesidir. Edebiyatın gücünü en iyi şekilde keşfetmek için, bir…
Yorum BırakVaroluşun Kokusunda: Gülün Anavatanı Neresi? Bir filozofun masasında bir gül durur. Ne sadece bir çiçektir o, ne de yalnızca bir estetik nesne. O, varoluşun kendisine yönelmiş bir sorudur: “Ben nereden geldim?” Gülün anavatanı sorusu, ilk bakışta botanik bir merak gibi görünür. Fakat biraz derinleşince, bu soru ontolojinin, epistemolojinin ve hatta etiğin kapısını aralar. Çünkü bir varlığın kökenini sormak, yalnızca onun geçmişini değil, bizim onunla kurduğumuz anlam ilişkisini de sorgulamaktır. Ontolojik Perspektif: Varlığın Kökü Nerede Başlar? Felsefede ontoloji, varlığın ne olduğunu, nasıl var olduğunu sorgular. Gül için bu soru, onun “gül” olmasını sağlayan özün nerede ve nasıl doğduğunu anlamak demektir. Tarihsel…
Yorum BırakFatih Kanunnamesini Hangi Padişah Hazırladı? Osmanlı Hukukunun Dönüm Noktasına Bilimsel Bir Bakış Bir hukuk belgesini anlamak, bazen sadece tarihî bir merak değildir; o belgenin arkasındaki siyasi aklı, toplumsal düzen arayışını ve devletin geleceğe dair vizyonunu da anlamaktır. “Fatih Kanunnamesini hangi padişah hazırladı?” sorusu da tam olarak böyle bir merakın ürünüdür. Cevap aslında isminde saklı: Bu kanunnameyi hazırlatan, Osmanlı’nın en güçlü ve reformist hükümdarlarından biri olan Fatih Sultan Mehmettir. Ancak mesele sadece bir isimden ibaret değildir; mesele, onun döneminde hukuk ve devlet düşüncesinin nasıl şekillendiğidir. Fatih Kanunnamesi Nedir? Osmanlı’da Hukukta Yeni Bir Evre Fatih Kanunnamesi, 15. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun siyasi ve…
Yorum BırakArgoda “Kaparoz” Ne Demek? Kökeninden Günümüze ve Yarına Uzanan Bir Dilde Yolculuk Hızlı cevap: Argoda “kaparoz”, yolsuzca ya da zorla elde edilen mal anlamına gelir; “kaparoz etmek” ise bu yolla bir şeyi koparmaya çalışmak demektir. ([Vikisözlük][1]) Samimi Bir Giriş: Bir Söz, Bir Dünya “Bir kelimeyle nasıl olur da bir kültür, bir dönem, hatta bir vicdan muhasebesi açılır?” diye sorarak başlıyorum bugün. Arkadaş sohbetlerinde kulağımıza çalınan “kaparoz” tam da böyle bir kelime. Sokak aralarından meclis koridorlarına, rap sözlerinden gündelik muhabbete kadar gezinen bu argo sözcük, yalnızca bir “hile” hissi uyandırmakla kalmıyor; adalet duygumuza, ekonomi dilimize ve dijital çağın yeni risklerine de…
Yorum BırakGuaj Boya Üzerine Ekonomik Bir Bakış: Kaynakların Renklerle Dansı Bir ekonomist olarak her şeyin, hatta sanatın bile, kaynakların sınırlılığıyla başladığını kabul ederim. İnsan, yaratıcı olduğu kadar hesaplayıcı bir varlıktır. Elindeki zamanı, emeği, parayı ve malzemeyi en verimli şekilde kullanmak ister. Bu yüzden “Guaj boya ne ile sürülür?” sorusu, yüzeyde bir teknik tercih gibi görünse de aslında kaynak yönetimi, piyasa dinamikleri ve bireysel karar alma süreçleriyle yakından ilişkilidir. Guaj boya, ekonominin sanatsal bir yansımasıdır: kıt kaynaklarla sonsuz yaratıcılığı harmanlamanın görsel biçimidir. Guaj Boya Nedir ve Ne ile Sürülür? Guaj boya, su bazlı bir boyadır; mat, örtücü ve yoğun yapısıyla bilinir. Genellikle…
Yorum BırakGrekoromen Kültürü Nedir? Gücün, Kurumların ve Vatandaşlığın Doğuşu Güç İlişkilerinin Derin Sessizliği: Bir Siyaset Bilimcinin Girişi İktidar, tarih boyunca yalnızca bir yönetme biçimi değil, aynı zamanda bir anlatı olmuştur. Grekoromen kültürünün temelleri, güç ve meşruiyet arasındaki bu ince çizgide atılmıştır. Bir siyaset bilimci için Grekoromen kültürü, yalnızca Antik Yunan ve Roma’nın mirası değil, aynı zamanda bugünkü devlet, yurttaşlık ve ideoloji kavramlarının doğduğu felsefi bir rahimdir. Bu kültür, toplumsal düzenin nasıl meşrulaştırıldığını, iktidarın nasıl estetikleştirildiğini ve yurttaşın hangi sınırlar içinde özgürleştirildiğini sorgular. Modern siyaset biliminin neredeyse tüm damarları, Grekoromen düşüncenin akıntılarında filizlenmiştir. Grekoromen Kültürün Çift Yüzü: Akıl ve Otorite Grekoromen kültürü,…
Yorum BırakBir Filozofun Gözünden: Duvarın Dili ve “Graffiti Yapmak”ın Felsefesi Felsefe, çoğu zaman soyut düşüncelerin alanı olarak görülür; oysa bazen en derin felsefi ifadeler bir duvarın üzerindedir. “Graffiti yapmak ne demek?” sorusu, sadece sanatsal bir sorgu değil; aynı zamanda insanın varlık, bilgi ve değer arayışının bir yansımasıdır. Bir filozof olarak, bir duvarın üzerine yazılmış bir kelimeye bakarken şunu hissederim: İnsan, konuşamadığı yerde çizmeye başlar. O çizim, bir epistemolojik iddia, bir etik duruş ve bir ontolojik varoluş biçimidir. Etik Perspektiften: Yasak ile İfade Arasında Graffiti, ilk bakışta yasa dışı bir eylem olarak görülür. Duvar, “kamusal” bir alandır ve bu alanı izinsiz biçimde…
Yorum BırakCannur İsmi: Anlamı ve Edebiyat Perspektifinden Derinlemesine İnceleme Kelimeler, insanın ruhuna dokunma gücüne sahiptir. Bir kelime, sadece bir ses ya da yazıdan ibaret değildir; kelimeler, duyguları şekillendiren, düşünceleri yönlendiren, bazen de içsel dünyayı keşfetmeye yol açan birer anahtardır. Edebiyat, kelimelerin bu derin anlamlar taşıyan gücünü en iyi şekilde kullanır. Her kelime bir hikâye anlatır, her anlam bir duyguyu tetikler. İşte bu yüzden, kelimelerin ardında gizli kalan derin anlamları çözümlemek, bir edebiyatçının en kıymetli görevlerinden biridir. “Cannur” ismi de, taşıdığı anlam ve çağrışımlar açısından üzerinde durulması gereken bir isimdir. Bu yazıda, bu ismin anlamını ve edebi çağrışımlarını derinlemesine inceleyeceğiz. Cannur İsminin…
Yorum Bırak